GEÇMİŞTEN ➡️ GÜNÜMÜZE
TARİHTEN BİR HAFTA SONU HİKAYESİ...
"ELMASYAN YALISI.."
Adı yalı ama, günümüzde maalesef yalı değil..
Sarıyer'e gidiyoruz. Yalı; merkez mahallesinin hemen girişindedir. Sarıyer Orduevi ve hemen yanındaki Sarıyer vapur iskelesinin tam karşısındadır.. Günümüzde önünde deniz değil araba yolu vardır.. Yalının Elmasyan adı ise burada uzun zaman ikamet eden Ermeni ailenin soyadından gelmektedir.
Yapım tarihi tam olarak bilinmiyor ise de 1895 yılında yapıldığı bazı kaynaklarda görülmektedir. Yalıyı Elmasyan ailesi mi yaptırmış, orası da bilinmiyor.. Aile fertleri burayı uzun yıllar yazlık olarak kullanmışlar. Daha sonra Bay Elmasyan vefat edince Mari hanım burada yaz - kış yaşamaya başlamış. Taa.. ki; o kötü güne kadar... Bay Elmasyan doktormuş. Eşi Mari hanım kendisinden yaşça çok küçük ve bir o kadar da güzel bir kadın.. Eşinin vefatından sonra Mari hanım bu koca evde tek başına kalıyormuş.. 1918 yılında Osmanlı'nın başkenti İstanbul, işgal edilir.. İstanbul işgal edilince Beyoğlu ve Rumeli yakası İngilizlerin, İstanbul yakası Fransızların ve Anadolu yakası da İtalyanlar'ın kontrolüne bırakılır.
İşgal kuvvetlerinin askerleri İstanbul'da çeşitli resmî ve gayriresmî binalara yerleşirler.. Bu yerlerden biri de Sarıyer Karakolu yani şimdiki Orduevidir.
Buranın komutanı da meşhur İngiliz İstihbarat Subayı Yüzbaşı Bennett.. Yüzbaşı Bennett, karakolun tam karşısında yaşayan ve dul olan Mari Elmasyan hanımla tanışır.. Fakat bu tanışmanın amacı başkadır. Çünkü Mari hanım Sarıyer'liler tarafından tanınan ve sevilen birisidir. Yüzbaşı Bennett, Madam Mari'nin bu durumunu kendi çıkarları için kullanır.
Yüzbaşı Bennett; Sarıyer'de yaşayan Kuvvay-ı Milliye'cilerin yapacaklarını Madam Elmasyan'dan öğrenme niyetindedir. Ve bu niyetine de kısa sürede ulaşır. Madam Mari'yi ikna eder ve kendisinden istihbarat almaya başlar.
Böylece Kuvvay-ı Milliyecilerin çoğu planladığı girişimler hep bastırılır. Cephaneleri yakalanır. Çok fazla Kuvvay-ı Milliyeci yakalanıp hapse atılır.. Madam Mari, Yüzbaşı Bennett'in tuzağına düşmüştür..
Bu durum İşgal kuvvetlerinin 4.Ekim.1923'te şehri terk edene kadar sürer.
Sarıyerliler kendilerini
ispiyonlayanın Madam Mari olduğunu hiç bilmemişler... Ama çok Sarıyer'li tarafından kendilerine ihanet edenler arasında olabilecek kişiler arasına Mari hanımı da koymuşlar. Bu yüzden Sarıyer'lilerden eski sevgi ve saygıyı görememiş. Madam Mari, koca evde tek başına yaşıyormuş. Evine sadece günlük gazetesini alan ve evin diğer ihtiyaçlarını gören Arnavut göçmeni Panço Villa lakaplı Enver bey girip çıkıyormuş.
Bir gün Madam Mari'nin evine hırsız girer. Bu hırsızlık sonucunda mücevher ve paraları çalınır. Hırsız dönemin en bildik Ermeni çetesidir ve yakalanırlar ama para ve mücevherler bulunamaz. Bu olaydan bir süre sonra Madam Mari Elmasyan; en son 28.Nisan.1935 tarihinde Kilisede görülmüştür, ertesi gün komşusu ziyaretine gider. Fakat kapı açılmayınca komşu Mari Hanım'ın başına bir şey geldiğini düşünerek polise haber verir.
Polis kapıyı kırarak içeri girer ve Madam Mari'yi tuvalette yerde yatarken bulurlar. İlk önce Mari hanımın kalp krizi geçirerek öldüğü düşünülür, fakat yerdeki kanı fark eden polis olayın bir cinayet olduğuna emin olur. Polis ilk önce eve devamlı gelen Enver beyi göz altına alır. Tüm sorgulamalardan sonra Enver beyin suçsuz olduğu anlaşılır ve serbest bırakılır. Bunun üzerine daha önce evini soyup yakalanan Ermeni hırsızların sorgusuna başvurulur ve bundan da bir sonuç çıkmaz. Daha sonra Madam Mari'yi Müdafaa-i Milliye'den, kuvvacı Lâz Hafız'ın savaş yıllarının intikamını almak için öldürdüğü konuşulmaya baslanır.. Polis hemen Laz Hafız'ı göz altına alır. Onunda uzun süren sorgulaması sonucunda suçsuz olduğu anlaşılıp serbest bırakılır.
Olay günlerce hatta aylarca basında yer alır. Ama maalesef cinayet bir faili meçhul olarak kayıtlara geçer. Madam Mari'nin ölümünden sonra burası bir süre boş kalır.. Daha sonra birkaç defa el değiştirir.. En son 1999 yılında Tekirdağlı iş insanı Ahmet Soyuer satın alıp tadilatını yaptırır. Hala da o aile tarafından kullanılmaktadır. Fotoğraflarda buranın ilk halleri ile günümüzdeki halini görüyorsunuz.