Gülşah yılmaz yazdı, süslenmiş bir yarının dünü


 Bazen zamanın bir yerinde kalakalıyorum. Ne dün gibi yakın, ne yarın gibi uzak. İşte tam orada—süslenmiş bir yarının dününde.

Oysa bu “dün”, sandığın gibi solgun değil. Işıl ışıl parlıyor; çünkü hatıralar makyaj yapmayı iyi biliyor.

Eksikleri allıyor, kırıkları fondötenle kapatıyor, gözyaşlarını rimel sanıyor.


Ve ben…

Geçmişi bugün gibi yaşarken, geleceğe dair umutlarımı oraya asıyorum.

“Belki böyle olsaydı” diye başlayan tüm cümlelerimi, süslü bir yarının içine saklıyorum.

Ama içim biliyor; dün, ne kadar süslenirse süslensin, yine dün.

Değişen bir şey yok. Aynı hatıralar, aynı burukluk.

Yalnızca biraz parfüm sıkılmış üzerine, o kadar.


Ama yine de…

Orada kalmak istiyor insan bazen.

Çünkü süslenmiş bir yarının dünü, bugünden daha güzel hissettiriyor.


Ve işte ben, tam da oradayım.

Ne gitmek istiyorum ne kalmak.

Sadece biraz daha durmak…

Sanki her şey yolundaymış gibi.

Saygılarımla

— Gülşah Yılmaz



imparator Gazetesi Çok okunan Bir Gazete